Gülşen Pazarbaşı
Hakkında
Gülşen Pazarbaşı, 1988 yılında Hatay’ın Antakya ilçesinde doğdu. 2006 yılında üniversiteye giriş sınavında Türkiye genelinde dereceye girerek Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Galatasaray Üniversitesi’nde Hukuk eğitiminin yanında aynı zamanda Fransızca eğitimi de aldı. 2012 yılında lisans eğitimini tamamladı ve bir hukuk bürosunda çalışmaya başladı. 2016 yılında ise yüksek lisans eğitimini tamamladı; bu süreçte ilk kitabı ‘Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu’ yayımlandı. Halen 2015 yılında çalışmaya başladığı bir hukuk firmasında uluslararası şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Sanatında, edindiği hukuki deneyimlerle birlikte hayat yolculuğunun neresinde olduğunu, bir ifade biçimi olarak soyut resimlere aktaran Pazarbaşı, katmanlı doku ve renklerin ahengini kullanarak iç dünyasını dışa vurur.
Doğup büyüdüğü coğrafyadaki zengin kültürel ve tarihi miras onun kavramsal bir yaklaşımla sanata olan ilgisini arttırdı. Antakya’da bulunan başta Mozaik Müzesi’nde yer alan mozaik eserler olmak üzere sayısız tarihi kalıntı ve bu coğrafyada farklı din ve kültürlerin bıraktığı izler, onun sanata bakış açısını besledi. Çocukluğundan itibaren sanatı hobi olarak sürdüren Pazarbaşı, “altın bir bilezik” olarak hukuk eğitimini yüksek başarıyla tamamlayarak sanatını bu sağlam temelin üstünde geliştirmeye devam ediyor.
Pazarbaşı sanatında, yaratıcılığın bir tür dışavurumu olduğuna inanıldığı soyut resimlere odaklanıyor. Kullandığı malzemelerle resme katmanlı bir doku ve derinlik katıyor ve renklerin ahengini bu katmanlarla ortaya koyuyor. Bu perspektiften sanat, ona iç dünyasını herhangi bir kural olmaksızın özgürce dışarı aktarabildiği bir ifade biçimi sunuyor. Seyahatlerinin büyük çoğunluğunda gittiği şehirlerde, müze ve galeriler gezen ve her coğrafyadaki sanatla temas etme gayretinde olan sanatçı, kendine bu şekilde yaratıcılığını besleyen ve ilham veren deneyimler sağlıyor.
Katıldığı bir sanat terapisi atölye çalışmasıyla sanatın iyileştirici ve özgürleştirici gücünü deneyimleyen sanatçı, çeşitli sanat atölyeleri ve etkinliklerine katılarak, araştırma ve öğrenme tutkusu ile sanatında farklı deneyimsel alanlar yaratıyor. Malzemeye ve renklere olan merakı ve yaratıcılık süreci, onun sanatsal ifadesinin temel taşlarını oluşturuyor. Sanatında, kendi zihninde yaşadığı bu özgürleşme sürecini izleyicilere de yansıtarak onlara ilham vermeyi amaçlıyor.