Melike Kaynarca

1995’te Bartın’da doğdu. Eğitim hayatına yine aynı şehirde devam etti. 2010 yılında, lise öğrenimi devam ederken dslr bir makine aldı. Ardından bulabildikçe ödünç aldığı analog makinelerle bu keşfini sürdürmeye devam etti. Her zaman hayali olan Güzel Sanatlar Fakültesi’ne 2015 yılında Fotoğraf Bölümü’nde başladı. Aslında bu serüvenin başlangıcı küçük yaşlarda hoşuna giden bir anın görselini boya kalemleriyle kağıtlara kaydetmesiyle başladı. Fazla hareketten, ışıktan, sesten ve kalabalıktan uzak durmayı yeğleyen sanatçı sürekliği sakinliği kolluyor, ıssız sayılabilecek mekanları fotoğrafları için tercih ediyor. Çalışmalarının bir çoğunda çeşitli formatlardaki filmleri kullanıyor.

Edgar Allan Poe’nun “Dreamland” (Düşler Ülkesi) isimli şiiri belirsiz bir yolculuğu konu alır. Şiir çoğunlukla, konuşmacının yol boyunca gördüğü tuhaf ve şaşırtıcı manzaraları anlatır. Bu yolculukta hareketlilik ve dönüşümden, zamansızlık ve sabitlikten, farkındalık ve dünyanın meşguliyetinden bahsedilir. Dünyaya ait olmanın, dünyada olmanın ve dünyanın kendisi olmanın öteki hallerini düşler. İnsan neden hep bir arayış halindedir? Bulmak istediği şeyin ne olduğunu bilmeden yine de aramaya devam etmesinin sebebi nedir? Bu arayışında vardığı nokta mı, yoksa oraya ulaşmasına sebep olan yolculuğun kendisi mi önemlidir? Bu şiirden ilham alan çalışmam, bir örtü üzerinden yolcuğun tesadüfi ve belirsiz hallerini gösterir. Yer çekiminin olduğu her yerde havaya atılan bir şeyin sonucu zaten bellidir. Fakat yolculuk sürecindeki dönüşümün varlıklar üzerindeki anlık etkisi geçicidir. Fotoğraf zamanın akışkanlığı içerisinde hızla gelip geçen anları, çıplak gözün hiçbir zaman fark edemeyeceği bir şekilde görünür kılar. Yolculuk sırasındaki bu dönüşümler, gerçeklik ve düşün kesiştiği noktada ortaya çıkar. Gerçekliğin kendisi fotoğraf aracılığıyla gerçeküstü bir atmosfer kazanır ve zaman, fotoğraflarım içerisinde heykellere dönüşür.